Haftasonu kendimi dinledim biraz
Hafta sonu arkadaşım Murat Font'a gittim.(Yazının bundan sonrasında kendisinden Font diye bahsedilecektir). Font'la beraber yaptığımız şarkıları cubase ile kaydetme projesine giriştik. 10 tanesini felan kaydettikten sonra internette yayınlamayı felan düşünüyoruz. Tabi bu arada vokallerinin notalarını yazarak noterden şarkı sözleri ile birlikte şarkıları üzerimize almamız lazım ki en pis kısımlarından biri bu. Neyse işte iki hafta önce "Bir Kez Daha" ve "Standart Adam" isimli iki şarkının kayıt işlemlerini bitirmiştik. Tabi bunu Font'un hafta içi bu şarkılar için davul partisyonlarını yazmış olmasına borçluyuz. Bu işten 2 hafta içinde sıkılmış olacak ki Font bana bu hafta davul yazma işini öğretmeye kalkıştı. Bu eğitim başladıktan 2 saat sonra benim kafam davul yazarken davul oldu ve sesi yakından da uzaktan da hoş gelmedi.
Bu haftaki buluşmamızda "Hayırsız" isimli şarkıyı kaydetme çabalarımızın içinde Font şarkıya bir bridge yerleştirdi ve dolayısıyla bu bridge beraberinde iki satır daha söz yazma gereği doğurdu. Ancak zar zor yazılmış 2 kıta söz kısmına bir de bridge ayarlamak pek kolay olmadı. Ama sonsuz geyik arkadaşım Font önderliğinde buraya yazdığımız bridge nedeniyle şarkı “Hayırsız” iken “Beni Sen Verem Ettin” konseptine dönüverdi ve şarkının adı ve nakaratı da “aşkım beni sen verem ettin” oluverdi.
Ailesinin biricik ve şahane oğulları olarak onlarla birlikte kalan Font’un sayesinde ev ahalisi de bizim gürültümüze katlanmak zorunda kalıyor. Neyse bir şekilde davullarını yazdık şarkının. Ancak bir kaç yere senkop ve zillerin ve atakların serpiştirilmesi yine Font’a kaldı.
Aslında bu proje beraberinde çok önemli bir problem doğurdu. Bu şarkıları iyi kötü besteledik. İyi kötü klavyesini,bass’ını, gitarlarını ve davullarını çalıyor veya yazıyoruz ama ikimizde bir şarkının toplamda 35 saniye olan back vokallerinden fazla bir deneyimimiz olmadığı için şarkı söyleme işini beceremiyoruz. Bu şarkıları birinin söylemesi lazım...Ben niyetleniyorum hatta bazen olaya giriyoruz bile, ama nakarata bile ulaşmayı başaramadan kayıt işleminden vazgeçiyoruz. Bilmiyorum bu işin sonu ne olacak? Nanik Atak ile birlikte çalışırken bir ara İzmir’li bir bayan vokalist bulmuştuk ama sonra İzmir’e geri döndü. Onun dışında Font’un yakın arkadaşı Göksenin var ama onun da söylemesi için şarkıların transpoze olması felan gerekebilir. Bilmiyorum bu iş nereye varacak? En sonunda ben dellenip söyleyeceğim. Gerçi piyasa da detone bir şekilde şarkı söyleyen hatta bu şekilde 4-5 albüm yapan şimdi de ıvır zıvır mankenlerin albümlerine prodüktörlük yapan şarkıcılar var. Ben neden öyle olmayayım değil mi?
Neyse işte bu kadar gazın üstüne gitarı elime alıp şarkıları söylemeye çalıştım ve kaydettim. Sonra kendimi dinledim ve gitarı bir kenara atıp bu şarkıları kime söyleteceğimi ciddi ciddi düşünmeye başladım.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home