hayat ve müzik

Kendi kendime hayat ve müzik üzerine konuşuyorum. Allah sonumu hayretsin.

Salı, Mart 07, 2006

Şopar'ım Bağırırım


Hafta sonu mart ayının bir dünya arkadaşım ve benim için doğum günü dolu
olduğunu farkettim ve bu gerçekle yüzleşmeyi başaramadan "bu hafta sonu bir
yerlere gidelim be abi" şeklinde hitaplara maruz kaldım. Sonuç olarak
cumartesi gecesi nevizade de SANAT isimli bir yerin fasıl kısmına gittik.
Fasıl olayından hoşlanmama rağmen çingenelerin avaz avaz bağırıp şarkı
söylediklerini sanmaları ve para koparmadan tependen gitmemeleri yüzünden pek
de eğlendiğimi söyleyemeyeceğim. Arkadaşlarımla bir aradayım ama böyle
takıntılı bir adam olduğum için eğlenemiyorum işte. Freddie Mercury'nin
wembley konserinde ağzından çıkan tükürük için "adam nasıl konsantre olmuş,
nasıl içten söylüyor" şeklinde bir yorum yaparken, şopar kemancının beyaz
ceket, siyah gömlek kırmızı kravattan oluşan sahne kostümü içerisinde şarkı
söylerken ağzından çıkan tükürükler beni sinirlendiriyor. Bu arada mekanda ki
hatunlara pis pis bakan sonra birbirlerine kaş göz işareti yapan klarnetçi
ile darbukatör arkadaşımız da beni bir hayli gerdi. Böyle bir gece yaşadık
işte bolca şarap ıvır zıvır meze bok büsür yedik gece boyunca. Ertesi gün
Font'a gittim. Şu ana kadar 4 parçamızı tamamen kaydetmeyi başardık ama
söyleme olayına gelince fıs çıkıyoruz. Neyse ben kafayı kırdım son olarak ben
dedim bu şarkıları söylicem dedim.(Söylicem yazarak bundan sonra Türkçeye
dikkat etmeyeceğimi ima ediyorum). Bob Dylan ve Duman'ın solistinin şarkı
söylediği bir dünya da bende şarkı söylerim dedim. Tabi ki sonrasında
mort'ladık. Şarkı söylemek sadece sözleri müziğe uygun bir şekilde ahenk
içinde söylemekten çok fazlasıymış. Telafuz ve kelimenin anlamını veren bir
vurguyla söylemek gerçekten bir sanatmış. Bu sözleri söylerek dünyadaki bütün
vokalistler bu işi beceriyor felan dediğimi sanmayalım. Çok az vokalist
hakikaten bu duyguyu veriyor. Mesela bu satırları yazarken SEAL dinliyorum.
Adam gerçekten hem söylüyor hem yaşıyor. Neyse ben 4 şarkıyı da söylemek için
gittiğim evden sadece bir tanesini copy/paste'in inanılmaz başarısı sayesinde
bir tanesini söylemeyi başararak çıktım. Gerçi şöyle bir durumda var. Ben
şarkıları B PLANI'nın biricik vokalisti sevgili arkadaşımız Göksenin'in
söylemesi için idareten söylemeye kalktım. Neyse şöyle bir gerçekle yüzleştik
sonunda; Font'la ben şarkılar için back vokal yapmaktan öteye gidemeyecek
birer zavallıyız :)
Neyse TOTO'nun yeni albümü çıktı bu arada. Hala edinemedim delirmek üzereyim.
Bulabildiğim tek şarkı David Paich'in hindistan'dayken yazdığı Falling in
Between. Tabi domestik melodilerimizden bıkmış bir insan olarak doğu
ezgilerine tahammülü olmayan benim için büyük bir hayal kırıklığı. Tabi ki
sound her zamanki gibi inanılmaz. Neyse albüm elime geçince, albüm hakkında
ki görüşlerimi vakit bulursam buraya yazarım.

Edit: Arkadaşlardan fasılda çektiğimiz fotoğraflar geldi. Bütün fotoları koyayım siteye dedim ama hepsinde alkolün de etkisiyle en adi çıkmışız. Bir tane ekledim ama bünyede alkol olduğu her haliyle belli.

2 Comments:

At 10:48 ÖÖ, Anonymous Adsız said...

blader dogum gunun kutlu olsun bakiim....atladık onu da zaten...herseyi atlıyoz bu ara...

 
At 4:39 ÖS, Blogger thunj said...

mart 11 lan daha var :)

 

Yorum Gönder

<< Home