hayat ve müzik

Kendi kendime hayat ve müzik üzerine konuşuyorum. Allah sonumu hayretsin.

Çarşamba, Temmuz 18, 2007

Eva Cassidy – Toprağı Bol Olsun

Eva’yı ilk kez “Time After Time” cover’ı ile keşfettim. Daha sonrasında youtube daki konser görüntüleri ve hemen hemen her tarzdan yaptığı cover’ları dinleyerek kendimi kaybettim. Dinlediği müzik tarzı ne olursa olsun herkesin dinlemesi gereken bir ses Eva Cassidy.

Beatles, Sting ve ünlü jazz parçaları yaptığı coverlar arasında. Ve hepsini de bambaşka bir şekilde yorumlamış Eva. İnanın bana dinlediğiniz zaman kayıtsız kalamayacaksınız.

Cilt kanserinden kaybettiğimiz Eva’yı çok geç keşfetmiş olmak ise bir talihsizlik. Keşke milyonlarca satsaydı ve bu günleri kendisi de görebilseydi.

Birsen Tezer’in Yanıtı

Aylar önce Birsen Tezer hakkında bir iki satır bir şeyler yazmıştım. Bunlar benim hissettiklerimdi sadece. Birsen Tezer yazı hakkında blog’a bir yorum yazmış. Bu beni oldukça mutlu etti.

Bu satırdan sonra yazdığım her şey bu yorumu yazanın gerçekten Birsen Tezer olduğunu varsayarak yazılmıştır J

Bir insanın özellikle bir sanatçının takdir edilmesinin hazzını bildiğim için bu yazı beni çok mutlu etti. Birsen Tezer yazımı okumuş yaptığı işe duyduğum beğeniyi görmüş ve umarım mutlu olmuştur. Ben ise bu yorumu hemen görüp cevap veremediğim için biraz üzgünüm yine de buraya yazdığım çoğu şey gibi havada kalmayıp sahibine ulaştığı için ise mutluyum. Kendisine ulaşamasam da belki bir gün tekrar şans eseri blog’a girip denk gelirse diye kendisinden bir albüm beklediğimi söylemek istiyorum.

myspace hadisesi

http://www.myspace.com/tuncdemirtas

ilgilenen varsa böyle bir sitede yaklaşık 40 a varan şarkılarımdan bir kaç örnek bulabilirsiniz.

Uzun süre vokalist problemi yaşadıktan sonra kendim söylemeye karar verdim.

Bu nedenle çevreye verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim.

Allah bana da bir vokalist nasip eyle yarabbi!!!

Artık Tansaş’tan alışveriş yapmıyorum.


Sabah 8:50 Kadıköy-Akmar’ın yanındaki Tansaş’a gittim. Kapısı ardına kadar açık ışıklar felan cayır cayır yanıyor. Girdim kapıdan bir tane sandviç alacağım. Bir sürü görevli var hepsi girdiğimi gördü içeri. Gittim reyona aldım sandviçi sonra market müdürü –sanırım- geldi. Dedi ki kapalıyız. Madem kapalısınız kapı niye ardına kadar açık dedim. Mal taşıyoruz dedi. İyi güzel mal taşıyorsunuz da mallık yapmanın ne lüzumu var sevgili Tansaş?

Kapı ardına kadar açık ondan sonra kapıda çalışma saatlerini yazan bir tabela yok. Neyse işte beni dışarı çıkardı adam ben de çıktım vapura yetişecektim zaten fazla carlayamadım. Bir de Müdür Bey çok nazikti onun hatrına yani.

Sonuç olarak Tansaş’da alışveriş yapmayacağım yerler listesine girdi. Bu gidişle hiç bir yerden alışveriş yapamaz duruma geleceğim. BİM var henüz bir yamuğunu görmediğim. Acaba oyumu da BİM’e yakın çevrelerin partisine mi versem? Belki de rejim tehlikesi vb herşeyin kaynağı aynı siyasi görüşü paylaşan insanların normalde birbirlerinden nefret eden birbirlerinizi kazıklamak için fırsat kollayan insanlar olmasıdır. Kesinlikle insanlar arasındaki en büyük ortak kesişim noktası din olmalı. Bu nedenle siyasete din’i alet eden kişiler başarılı oluyor.


Nerden nereye di mi? öyle işte...

Yaygara Koparın!


Yaw kardeşim üşeniyorum yazmaya diyorum ama bu ülke rahat durmuyor ki ben de yazmadan durayım! Bugün Radikal Gazetesinde okuduğum bir haberle yine sinirden gözlerim döndü. OKS’de ki diploma notu skandalını hepimiz biliyoruz. Klasik bir Türkiye gerçeği ama Sayın??? Bakan’ın çıkıpta “okyanusta bir damla” demesi beni acayip sinirlendirdi. Üstüne bir de bugüne kadar hep takdir getiren başarılı kızlarının sınavda başarılı olamaması nedeniyle diploma notunu düzeltmek için okula giden annesine okul müdürünün fırça atması tuz biber oldu. Çok sayın okul müdürü kardeşim sen kim oluyorsun da bir anneye çocuğunun haklı olduğu bir konuda seni okumuş adam sanıp sana gelmesi yüzünden bağırıp çağırıyorsun. Sen bir de yeni nesiller yetiştiren bir eğitim kurumunun üst düzey yöneticisi olacaksın. Kendini o insandan hangi vasıflarınla üstün görüyorsun da böyle bir şeye cüret ediyorsun. Kızcağızın diploma notu -nasıl bir yanlışlıksa- 4.88 yerine 2.63 girilmiş. Bu puanın düzeltilmesi ile 64.000 kişinin önüne geçmiş Damla. Şimdi bu çok sayın müdürün ya da Bakan Çelik’in çocuğunun başına aynı olay gelse kim bilir ne “yaygaralar kopardı”. Müdür Bey 1 puan için yaygara koparmayın demiş. Sıralama 1 puanla 64.000 kişi oynuyorsa nasıl bir puanmış kardeşim bu!

Neyse ben bunları yazıyorum kendi kendime tatmin oluyorum. Bu zihniyeti değiştirmem mümkün değil tabiki. Damla kardeşim düz liseye gitmek zorunda kalacakken Anadolu Lisesine girmeye hak kazanmış. TED’de kendisine bu yazıyı görüp zor durumda olduğu için burs vermiş. İyi bari en azından az da olsa gençlerimizi düşünen kurumlar var. Düz liseye gitmek zorunda kalmış deyimini kullanıyorum çünkü ben düz liseye gitmek zorunda kaldım. Yaşım 28 olmasına rağmen –yani modern Türkiye’de genç olmama rağmen- okuğum okullarda dayakta yedim, haksızlığa da uğradım. Hepsi için söylemiyorum ama bu ezberci eğitime hizmet eden salla başı al maaşı öğretmenlerin hepsini ve bağlı oldukları kurumların atılllığını ilkokuldan lisansüstü öğrenciliğim sırasında profesyonel bir öğrenci olarak (J) yaşadım. Öğrenim hayatım boyunca gördüğüm idealist ve öğrencilerine gerçekten bir şeyler öğretmeye çalışan öğretmen sayısı 5’i geçmez ki bu tanıdığım öğretmenlerin sayısı göz önüne alındığında çok küçük bir rakam.

Özetle;

1-Kardeşim hakkınızı aramak için yaygara koparmanız gerekiyorsa koparın!

2-Bu zihniyetteki adamlar benim karşıma çıkacak resimdeki soba borusuyla döverim hiç çekinmem.

İşin en acı tarafı ise zorluklar içinde okumaya çalışan Damla kardeşimizin bu haberinin altında bir kaç kalbur üstü bölümünün dışında zengin ailelerimizin tembel çocuklarını para karşılığı zorla okutmaya çalışan özel üniversite reklamının olmasıydı.